20 Ocak 2017 Cuma
Sokaklar
Evden çıkıp sokağa adımınızı attığınızda, eğer telaşlı değilseniz,maalesef şu günlerde hep bir telaş var, o anı hissedebilmeniz muhtemeldir. Gördüğünüz her şey, vücudunuzda şiddetli reaksiyonlara sebep olurken, beyninize binlerce sinyal gönderir. Kalp atışlarınızın ritmi düzensizleşir ve sıklıkla daha hızlı seyretmeye başlar. Cildinizin tüm gözenekleri, nefes alma verme hareketini, içten gelen bir arzu ile yapmaya ve daha az öncesine kadar birçok şeyi duymayan, duymak istemeyen kulaklarınız, daha iyi bir şekilde duymaya başlar. Ve o an tüm sokağın sizde uyandırdığı tepkiler, eşsiz bir uyuma bürünür.
"Gerçekten de sonsuz bir sessizlik, bir uyum, bir şiir sarmıştı ortalığı." N. Araz
Tam manasıyla bir şiirdir, sokağa adımını atmak. Bir şiiri okur gibi sokağı okumak...Hele o, eskilerin kalabalık ev sakinleri etrafınızda artık yoksa,yalnız yaşıyorsanız veya birlikte yaşadığınız diğer insanlar hayatın amansız ve keskin pençelerine yakalanmış bir av hayvanı gibi ruhsuzlaşmış, sabitleşmiş ise derin bir sessizlikten sokağa doğru adım atmış olursunuz. İşte o an; kulaklarınız, gözleriniz, deriniz, burnunuz, beyniniz tüm mevcudiyetiniz derin bir kış uykusundan kalkmışçasına; hissetmeye, arzulamaya, dokunmaya başlar. Bir şiiri okumak da böyle değil midir? Tüm duygularınız, şiirin hecelerinde netleşir, kendini bulur, hisseder, kah coşar kah durulur... Sonra şiiri/sokağı okumanın, verdiği mutluluk duygusu ile hayata dair umudunuz yeniden yeşerir. Çocukların varlığı ya da kuşların cıvıltısı veyahut börtü böceğin olması değildir, size bu umudu yeniden kazandıran. Bilakis sokağın ta kendisidir! Tıpkı aşk gibi! Sokağın kendisi de aşk gibi; sizi,etrafınızdakileri ve sizi siz yapan en güzel şeyleri içerisinde barındırır. Sokak ve aşk adeta, fabrika ayarlarına geri dönme butonudur. Her adımınızı attığınızda en başa,ana rahminden ilk çıktığınız anınızdaki savunmasız halinize, döner ve her defasında korku ve endişe dolu olsanız da, başladığınız bu yolda daha ileriye gitmeyi hedeflersiniz. Kimi zaman aksayarak da olsa... Ve neticesinde her ikisinde de, başka yerlerden bulup öğrenemeyeceğiniz tecrübeleri, edinmiş olursunuz. Yeter ki sokaklar, şiirler ve aşklar; insanların özgürce gezebildiği, yaşayabildiği, hissedebildiği, bu duyguları tüm duyularıyla tahayyül edebildiği,
"Kapıları yeşil sabahlara açılan sıcak tahayyüllerle dolu yaz geceleri..."Y. K. Beyatlı
...bunları tüm duygularıyla tahayyül edebildiği, kendilerini tekrar tekrar sıfırlamak için boşluğuna bırakabildiği, mesafelerimizi doğayı, kuşları, bulutları, bir buzağın anasından süt emişini izleyerek ve tüm bunları düşünerek katedebildiğimiz, anılarımızı tekrar tekrar yâd ettiğimiz, korkmadan, endişeye kapılmadan, barış ve refah içinde, samimi ve sıcak bir adım atabildiğimiz, öfkenin yerini merhametin aldığı, arz ve semânın her köşesinin 'merhaba'ların her dildeki versiyonuyla uğuldadığı, selamın yaygınlaştığı, tahammülün zor olmadığı, gerçek aşkla ve gerçekten aşık olanlarla dolup taştığı sokaklar, şiirler ve aşklar olsun...
"Ama insan havsalası bundan ilerisini tahayyül edemez."N. F. Kısakürek
(Hollanda,Maastricht, 2016,Aralık. Orijinal boyutu görmek için fotoğrafa tıklayınız.)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder